Geçtiğimiz 10 yılın en büyük heavy metal “olayı” Ghost yeni albümü Prequelle ile en sonunda karşımızda. Hadi gelin bu yazıda değişik bir şey yapıp, artık bir grup değil de bir proje olduğunu gayet iyi bildiğimiz, onu bu haliyle kabul edip sevdiğimiz Ghost’u imajlarını, pazarlama numaralarını, her albümde değişen Papa personalarını, bilinçli bilinçsiz sansasyonlarını bir kenera koyup sadece Prequelle ile değerlendirelim.
Daha önceki Ghost albüm incelemesinde müziği entellektüel ve eğlenceye yönelik olarak ikiye ayırdığımı, eğlenceye yönelik müzik yapmayı yanlış ya da kötü bulmadığımı ve Ghost’un metal/rock müzik dünyasında eğlenceye yönelik müziği layığıyla yaptığından bahsetmiştim. Albümden çıkan ilk single Rats adeta bu beyanatımın üstüne dikilen bir anıt gibiydi. Evlere şenlik klibinden ilk gitar rifine kadar neredeyse Cardinal’e dansında eşlik etmemizi sağlayacak kadar enerjik, eğlenceli ve hadi hakkını verelim, harikulade bir şarkıydı Rats. Aynı zamanda Rats’ın bir iddiası da vardı! Diyordu ki Prequelle sadece “imaj” ile iddialı olmayacak, bu şarkıları dinlerken kuduracaksınız, kuduracak!
Tamam bu iddialı ilk single cepte. Prequelle’i beklerken Tobias Forge’un önemli bir açıklaması vardı (bir sürü açıklaması vardı, bence bir tek bu önemliydi). Evet diyordu Ghost bir proje fakat Prequelle daha kişisel hislere de dokunan bir albüm olacak. İşte bu beyan işin rengini değiştiren en önemli beyandı ve sanırım bu beyan sayesinde Prequelle’i anlamak çok daha kolay olacaktır.
Prequelle tipik bir Ghost albümü değil. Bunu konuya en baştan açıklık getirelim. Hatta gerekirse Prequelle Rats ile oluşan “eğlencelik ama öyle böyle değil dağlara taşlaralık” bir albüm beklentimizi de karşılayamıyor. Rats kalibresinde sadece bir şarkı daha var o da albümün ikinci single’ı Dance Macabre. Üçüncü bir şarkı yok koca albümde bayrağı taşıyan. Bu arada koca albümden kastımız biri intro ikisi enstrümental olmak üzere toplam on şarkı.
Eğer iki adet enstrümental şarkılarımız olmasaydı bize EP’yi albüm diye kaktırıyorlar derdim. Özellikle Tobias’ın üst satırlarda bahsettiğimiz açıklamasını da düşündüğümde, bu iki şarkının albüm için önemi büyük. Adeta Magna Carta Cartel günlerindeki müzisyenliğimizi unutmadık dercesine yazılan bu şarkılar cidden çok ama çok güzeller. Şöyle özetliyim Miasma’nın son bir dakikasındaki saksafonlar için hatıra ormanları dikilmeli, okullarda çocuklara zorla dinletilmeli.
Dolayısıyla Prequelle, Ghost sadece “imaj odaklı bir proje grubu değil” mesajıyla çıkan bir albüm. Tobias’ın özellikle de Kuzey Amerikayı feth ederken, bir çok metal rock devinin gönüllü/gönülsüz desteğini alırken (sana gönderme yapıyorum Dance Macabre promosyonu) böyle bir patikayı tercih etmesine çok saygı duydum. Fakat bu saygı tek başına albümü sevmeme yetmedi. Her ne kadar Miasma’yı şaheser niteliğinde bir şarkı olarak görsem de ister istemez birer tane daha Rats ve/veya Dance Macabre ararken buldum kendimi. Bu haliyle Prequelle introsu, enstrümental şarkıları, balladları, orta-yüksek tempo parçaları ve hitleri vs ile toplamda 18 – 20 şarkılık bir albümün ilk diskiymiş gibi hissettirdi.
Bir yanıt yazın