Musiki Cemiyeti
Musiki'ye Gönülden Bağlananların İnternet Mecmuası

Moonsorrow – V: Hävitetty

İyi Hikaye & Etkiliyici Anlatım

Moonsorrow - V: Hävitetty Albüm Kapağı
85%
Epik!
  • Albüm Notu

V: Hävitetty. Moonsorrow Finlandiya’lı bir topluluk. Kendi diyarlarında ve tüm dünyada da hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip bir topluluk. Fakat folk ve viking metal türleri mesafeli olduğum türler olduğu için hep görmezden geldim Moonsorrow’u.

1995’den bu yana aktif olarak müzik yapan topluluk kariyeri boyunca dört tane demo, dört tanede albüm yayınlamış. V: Hävitetty ise grubun beşinci albümü. Kadrosunda ki müzisyenlerin tümünün en azından üç grupta daha çalıyor oluşu ile zaten Finlandiya da tanının bir grup olan Moonsorrow, geçtiğimiz günlerde Kanada turnesine çıkmaya hazırlanıyordu. Albüm kaydının hemen akabinde başka bir kıtada turneye çıkabiliyor olmaları bile merak uyandırıcı bir durum. Fakat yıllarca ismini duyduğum bu grubu merak edip dinlemem ise bundan ziyade yeni albümlerinin topu topu iki şarkıdan oluşması ve albümün toplam süresinin 50 dakikayı geçmesi oldu. Bir şarkının yarım saat diğerinin ise 25 dakika olduğu bir albüm bir şekilde tecrübe edilmesi gereken bir şey gibi geldi.

En azından günün birinde “o da bir şey mı ben yarım saatlik şarkı dinledim” diyebilirim dedim ve albümün promo kaydını dinlemeye başladım.

Ön yargı kötü bir şey. Folklorik olarak dinlediğim şeyleri, özellikle akustik şeyleri genelde sevmişimdir ama nedense hep aramdaki mesafeyi koruma ihtiyacı duydum. Belki imajlarından, belki de başka bir şeyden. Moonsorrov’u indirirken ise ne ile karşılaşacağımı bilmediğim halde pek de bir beklentim yoktu. Garip bir şekilde bir şarkı 30 dakika ise o şarkı kötü değildir demiştim, sonuçta bir şarkı kötü ise bunu beş dakika da anlamıyorsan bile 30 dakika da kesin anlarsın diye düşünüp kendi kendime espiri bile yapmıştım (Kendi kendime bile gülmemiştim).

Ama aslında Moonsorrow’un yeni albümü V:Havitetty böyle lakayit bir açılış yazısını hiç haketmiyor. Herşeyden önce çok saygı duyduğum bir ürün ortaya koymuşlar. Folklorik bir müzik söz konusu, fakat Korpiklaani gibi eğlenceli bir folklorik öğe söz konusu değil. V: Hävitetty’i dinlerken başka gruplar ile benzerlikler kurmaya çalıştım, özellikle de kritiğimi daha ayırt edici hale getirebilmek için. Sanırım iyi bir formül bulabildim. Ulver’den – Bergtatt – Et Eeventyr i 5 Capitler ile Kveldssanger’den black metal ve folklorik öğeleri alın, akustik kısmını dışında tutun ama Kveldssanger’in ruhunu kesinlikle dışarda tutmayın. Birazda Pink Floyd vari dokunuşlar ekleyin bu 56 dakikalık iki şarkının içine.

Bir albümü ya da her hangi bir sanat eserini yargılarken, beğenirken ya da beğenmez iken herkesin farklı bir kriterleri vardır. Ben kendi kriterlerimi şu günler de biraz daha iyi anlıyorum sanırım. Ürünün herşeyden önce bana bir şey anlatmasını bekliyorum. Kendi adıma geveze ve anlatmak konusunda tutkusu olan birisi olarak da artık anlatım şeklinde de kalite arıyorum. Hatta teknik death metal grupları ile aramdaki mesafe de bundan kaynaklanır. Gözlerimi kapatığım zaman hiç bir imge görmeye başlayamam.

Moonsorrow ise yerel diline rağmen, müziği ile bir çok şey oluşturabiliyor aklımda, gözlerim açık olsa da olmasa da. Şu kabul etmek gerek, bir iki tane notayı yan yana koyduğun zaman hüzünlü bir şey çıkar ve bunu yapmakda pek zor bir şey değildir. En sıradan grup bile bu şekilde kendince ağlak bir şarkı yapar. Moonsorrow’un müziğine çok yoğun bir hüzün ve huzur hakim. Bu hakimiyet ise iki tane notayı yan yana koymanın çok ötesinde. Öncelikle uzun şarkı süreleri grup elemanlarına düzenleme için çok geniş bir çalışma alanı sağlamış. İki şarkı da br çok riften oluşmakta ve istenilse bu albüm çok rahat bir şekilde on şarkıdan oluşabilirmiş. Fakat riflerin ve pasajların trafiği o kadar uyumlu ve bir bütünlük içindeki bir çok teknik müzik icra eden grupta sorduğum soruları Moonsorrow dinlerken sormak aklıma dahi gelmedi “Bu riff neden var ki burda? Peki neden bu riff öteki şarkıda değil de burada? Bu melodi olmasaydı şarkı bir şey kaybedermiydi şarkı? Ne gerek vardı bu pasaja?”

Dinlediğim müzikte git gide bir hikaye ve iyi bir anlatım biçimi aramaya başlıyorum, hatta beğenme ölçütüm hikayenin kendi dünyasında bir serüvene dönüşmesi… Karanlık, soğuk, trajik, hüzünlü, huzurlu, güçlü ya da haşmetli, nasıl olursa olsun yeter ki dinlerken beni alıp götürsün. Moonsorrow’un bende uyandırdığı en büyük etki ise müziğin bana verdiği imgelerin çok belirsiz olması. Bu tamamen kişisel bir şey ve benzer bir hissi sizde yakalarmısınız bilemiyorum. Moonsorrow’un müziği bende bir çok imge oluşturuyor ama hepsi bir birinden bağımsız ve oldukça silik. Sanki yıllar önce unuttuğum bir hikayeyi yavaş yavaş tekrar hatırlıyorum. Bu his müziği kişiselleştirmemi ve içinde kaybolmamı kolaylaştırıyor. Sanırım buna benzer bir hissi daha önce Dimmu Borgir – Stormblast ve Empyrium -Where at night the wood grouse plays’de yaşamıştım.

Albümü dinlemeye başlayalı çok olmadı, fakat albümü kişiselleştirmem büyük ölçüde ilk dinleyişimde oldu diyebilirim. Moonsorrow eskiden nasıl bir müzik yapıyordu bilemiyorum, en kısa zamanda öğrenmek niyetindeyim ve V: Hävitetty bir şekilde ıskalamadığım için kendimi şanslı hissediyorum.

Moonsorrow Metal Archives sayfası

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept