Septicflesh – On Thorns I Lay İstanbul 16.02.2024 | En son ne zaman Beşiktaş IF’te konsere gittim hatırlamıyorum. O kadar zaman olmuş ki, mekânın içi dışı yenilenmiş ve ilk defa görüyorum. Hemen girişin sağ tarafında bulunan Leman Kültür kapanmış ve yerini IF’e bırakmış. Mekân yine restoran/bar konseptinde işletilmeye devam ediyor. Bir camekân ile etkinlik tarafı ayrılmış durumda. Bilet alıp da gidemediğim konserler de olunca sanırım Blind Guardian konserinden bu yana katıldığım ilk etkinlik oldu. Güzel de oldu.
Konserin açılışını yine bir Yunan grup olan On Thorns I Lay yaptı. Kendini death-doom-gothic metal olarak tanımlayan grubu merak edip de konser öncesi hiç dinlememiştim. Gönül dinlemek isterdi fakat bol mesaili çalışınca insan yenilik yerine daha çok bilindik şarkılara sarılmayı tercih edebiliyor. Grup birçok farklı gruptan ezgiler taşıyor. Dinlerken Paradise Lost gibi, Septicflesh gibi, Gojira gibi dediğim melodiler, riffler oldu. Bu saydığım grupların daha oryantal melodilerle bezenmiş, daha düşük tempo ve melankolik versiyonu diyebiliriz. Benim tarzım değil ama sevenleri için kaliteli bir işçilik olduğu kesin. Grup saat 9:00’da çıktı ve 50 dakika boyunca sahnede kaldı. Sahne performansları noktasında da grup biraz durgundu. Vokalist ve bas gitarist harici, diğer grup elemanları biraz sakin kalmayı tercih etmişti.
Gelelim gecenin yıldızı Septicflesh’e. Kendilerini ilk kez 2019’daki Zorlu Studio’da izlemiştim. Gerçekten tadı damağımda kalan bir performans sergilemişlerdi ve tekrar gelmelerini dört gözle bekliyordum. Grup 22:15’te sahne aldı. Daha önceki gelişlerinde olduğu gibi Portrait of a Headless Man ile konsere başladılar ve Pyramid God ile devam ettiler. Bence konsere başlamak için on numara seçimler. Değiştirmemelerine şaşmamalı. Amma velakin, bu güzel eserleri kısık sesle dinlemek üzücü oldu. Grubun güçlü ve epik/atmosferik ruhunu yakalamak için, o notalarla bir olabilmek için sesin ideal bir yükseklikte olması gerekiyor. Özellikle gitarları duyamadığımı söyleyebilirim. Bir süre sonra ses düzeltilse de giriş maalesef biraz yavan oldu. 2022’de yayınladıkları Modern Primitive albümlerinden de Neuromancer, A Desert Throne, Hierophant, The Collector şarkılarının olduğu set-list, grubun ikonik şarkılarından Anubis ve devamında Codex Omega albümünden Dark Art şarkısı ile son buldu. Son şarkıda kaçtığım için akabinde konserde ne oldu ne bitti, bilmiyorum.
Arada bir iki teknik aksaklığa rağmen grubun albüm gibi çatır çatır çaldığı keyifli bir konser oldu. Organizasyon açısından da her şey sorunsuz idi.
Seyirci performansına gelirsek, öndeki küçük bir kalabalık hariç seyircinin çoğunluğu Türk sanat musikisi konserine gelmiş gibiydi. Kafa salladığım için birkaç kez uyarıldım, müzik dinlemek yerine kız arkadaşlarına arkadan sarılıp konser boyunca kımıldamayan çiftler tarafından itildim, konseri izleyip tadını çıkartmak ve o performansın, atmosferi deneyimlemek yerine cep telefonları ile konseri çekenler nedeniyle sahneyi görmekte zorlandım. Üstelik ülke standartlarına göre çok da kısa boylu biri olmama rağmen. Sürekli bir telefonla sahneyi çekme isteği insanlarda var, ama bu durum artık çığırından çıkmış gözükmekte. Bu mantıkta konsere gitmenin herhangi bir anlamı yok ve deneyimi o anda yaşayamayıp bir donanıma hapsolmak tercihi ilginç geliyor bana. Youtube üzerinden canlı konser görüntüleriyle para kazanırım diyorsan da eğer, git arkadan çek birader 😊 Buradan koala gibi birbirine yapışmış çiftlere de sesleniyorum; konseri arkadan izleyiniz. Bırakınız Septicflesh gibi cöngür cöngür müzik yapan bir grupta da 360 derece bir kafamızı sallayabilelim 😊Teşekkürler.
Set-List:
- Portrait of a Headless Man
- Pyramid God
- Neuromancer
- The Vampire from Nazareth
- Hierophant
- Martyr
- Prometheus
- A Desert Throne
- Prototype
- Communion
- The Collector
- Persepolis
- Bis/Encore:
- Anubis
- Dark Art
- Yeni Nesil Seyirci Kendine Gel