Musiki Cemiyeti
Musiki'ye Gönülden Bağlananların İnternet Mecmuası

Arch Enemy – Rise Of The Tyrant

Rise Of The Tyrant

Arch Enemy – Rise Of The Tyrant. Uzun zamandır dinliyorum bu albümü. Yaklaşık bir haftadır. Eğer yeni çıkan bir albümü bir hafta kadar dinleyebiliyorsam bu gayet uzun bir süre gibi geliyor artık bana. Elbette albüm adına iyi şeyler düşünmeye şu cümlelerden sonra başlamakta hiç bir sakınca yok.

Arch Enemy, melodik death-thrash adına oldukça büyük bir grup. Benim adıma ise Anthems Of Rebellions albümü ile dinlenilebilir hatta bir kaç şarkısı ile gayet keyif alınabilir bir gruptu. Sanırım bu cümlemin sonuna geçtiğimiz üç yıl içerisinde kaç kez Arch Enemy dinlediğimi bilmiyorum demeyi de eklemeliyim.

İsveç’li Arch Enemy’e dair özel bir sempati beslemediğimi yeterince açık belirttikten sonra yeni albümleri Rise Of The Tyrant’tan bahsetmeye başlayabiliriz. Öncelikle kayıtlara değinelim, ne yazık ki elime geçen kayıtlarda stüdyo ya dair her hangi bir bilgi yoktu. Zaten ses için söylenebilecek çok fazla bir şey bulamıyorum. Yeni bir şey yok. Oldukça kaliteli ve eskisine nazaran daha melodik ve daha değişken gitar riflerini sırıtmadan taşıyabilen çok güçlü bir ses söz konusu. Lakin aklımı başımdan almadığını da belirtmek zorundayım.

Albüme geçersek, daha önceden dinlediğim tek Arch Enemy albümü olan Anthems Of Rebellions ile kıyaslama yapmamam kendi adıma olanaksızdı. Zira öyle de yaptım. İlk gözüme çarpan şey gitarların eskisine nazaran daha fazla rif barındırdığı ve çok daha melodik oldukları.

Belki Christopher Amott, gruba geri döndüğü içindir, belki de adamlar sadece Anthems Of Rebellions’da daha basit bir müzik icra etmişlerdir bilemiyorum. Fakat Anthems Of Rebellions’da açılış rifi, şarkı sözleri, nakarat solo ve başa dönüş şeklinde ilerleyen standart kalıba oldukça sadık giden bir müzik vardı (en çok sevdiği grup Tiamat olan bir adam için bu negatif bir yön değildir). Rise Of The Tyrant ise herşeyden önce şarkı sözü – nakarat geleneğine sadık kalsa da, bol rifler ve melodiler ile trafikleri zengin tutmayı başarmış. Albümün başından sonuna kadar, hemen hemen tüm şarkılarda çok ince bir müzisyen işçiliği söz konusu. Bu çok önemli bir nokta, çünkü müzik gerçekten ayrıntıları ile zengin ve müziğin etkileyici kısımları işin ses mühendisliği ile ilgili olan kısımları değil. Bu da kanımca Metallica ve Megadeth gibi büyük grupların vaktiyle nasıl bu kadar büyüdüklerini anlatan önemli bir nokta.

Gitarların daha melodik olduğunu söylemiştim. Açılış şarkısından (Blood On Your Hands) kapanışa kadar (Vultures) trafikteki zenginliği ve gitarlardaki melodikliği hissetmek mümkün. En çok şaşırdığım nokta ise, İsveçli Arch Enemy’nin hem death metal dinamiğine sahip hem de Sentenced dokunaklığında melodilerle dolu olması. Üstelik hiç bir şarkıda bu rif neden bu şarkı da var düşüncesine kapılmadım (Opeth’de hep başıma gelir, sanki adam sadece riff koymak için koymuştur bazı rifleri).

Albüme dair rahatsız olduğum en önemli nokta ise albümün bende oluşturduğu şarkı içerikleri ile müzikler arasında ki uyumsuzluk hissi. Blood On Your Hands, The Last Enemy, I Will Live Again ve The Day You Died gibi parçalar dinlerken şarkı isimleri ile müzik arasındaki kopukluğu şarkı sözlerini okumadan dahi hissedebiliyorsunuz. Sanırım Amott kardeşler için şarkı sözünün çok önemi yok. Angela sahnede insanların keyifle müziğe kendini kaptırabileceği, sürükleyici dinamiği olan vokaller yazma konusunda tutarlı ve başarılı. Bir çok şarkı da nakarat vurguları ile oldukça akılda kalıcı. Galiba Amott kardeşler için şarkı sözleri, şarkıyı anlatmazsa, şarkı boşa gitmiş olmuyor ama bence öyle oluyor. Yukarı da adı geçen şarkılar, şarkıların yazılma ya da uyandırdığı hisler ile daha uyumlu, daha gerçek sözlere sahip olsaydı albüm benim gözümde çok daha değerli olurdu.

Ki bu sözüm ona eksik haliyle bile oldukça dolu ve değerli bir albüm Rise Of The Tyrant. Grubu sevenler eminim dinlemeye başlamışlardır ve büyük ihtimalle hallerinden memnundurlar. Grubun kitlesinden değilseniz, scream vokaller ile aranız bozuk değilse bu güzel, dinlemeye değer melodilerle dolu, dinamik ve beklenmedik derece de dokunaklı albüme muhakkak kulak verin.

Rise Of The Tyrant
Rise Of The Tyrant

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept