Blut aus Nord – Hallucinogen İncelemesi | Blut aus Nord geçtiğimiz eylül ayında yeni albümü Hallucinogen ile tekrardan gündemimizde kendine yer etti. Tüm black metal sahnesi içinde oldukça kendine özgü bir yeri olan topluluk yeni albümünü çıkarmadan önce “farklı” bir şeyler yapacağını söylüyordu. Hali hazırda farklı bir grup olduklarından bu söylemlerini çok da ciddiye almamış, yıllarca emek emek inşaa ettikleri kendilerine münazır karanlık atmosferin içinden çık(a)mayacaklarını düşünmüştüm. Yanıldım sevgili dostlar. Hem de öyle bir yanıldım ki…
Blut aus Nord kimdir?
Blut aus Nord Fransız bir black metal grubudur ve 1994 yılından beri aktif olarak müzik icra etmektedir. İsimleri Almanca Kuzeyden gelen kan anlamına gelen Blut des Nordens’in bir uyarlaması. Topluluk ilk albümünü 1995 yılında çıkarttı ve Hallucinogen Fransız grubun yayınladığı 13. albüm.
Blut aus Nord ne tür müzik icra ediyor?
Bunun en kısa cevabı atmosfer odaklı black metal olur. İlk günlerinde biraz daha melodik black metal tonlarında müzik icra eden topluluk sonrasında yer yer daha progresif yer yer de endüstriyel kabul edilebilecek işler yaptı. Hatta son birkaç albümünü düşünürsek gönül rahatlığıyla endüstriyel bir black metal grubu olarak kabul edebiliriz kendilerini. Bana göre topluluğun kariyerinin ortak noktası nihilistik bir meditasyonu andıran atmosferidir.

Peki Hallucinogen nasıl bir albüm?
Farklı bir albüm. Sadece Blut aus Nord için değil, genel black metal türü içinde de farklı bir albüm. En büyük farkı hemen en başında söylemek isterim; adamlar en melodik ve en renkli albümlerine imza atmışlar. Son birkaç albümlerinde iyice rafine ve tek parça hissettiren kaotik atmosfer yerini çok daha renkli, çok çok daha fazla hissi içinde barındıran bir deneyime bırakmış. Deus Salutis Meae’nin ayin havasından sonra böyle bir yaklaşım beni en çok şaşırtan şey oldu.
Bu melodikleşme kararıyla birlikte lead gitarlar belki de topluluğun kariyerinde hiç olmadığı kadar önplana çıkmış. Lead gitar tonları ve kullanımı ise ayrıca şaşırtıcı. Bir heavy/power metal grubun solo atarken tercih edebileceği türden bir gitar tonunun Blut aus Nord’a bulanmış halini düşünün. Genel gitar yazımında neredeyse black metalin her türüne dokunulduğunu hissedeceksiniz. Black gaze atmosferine bile (punk etkili black metal hariç diyebilirim sanırım). Bu türlerin yanı sıra özellikle akustikleşen pasajlarda yer yer bir post rock/metal albümü dinlediğinizi bile düşünebilirsiniz. Nebeleste’nin ikinci yarısındaki bölüm ve devamı buna en güzel örnek olabilir (albümün en güzel şarkılarından).
Hallucinogen son dönem Blut aus Nord müziğindeki bir diğer önemli farkı da davul kullanımında. Tahmin edebileceğiniz endüstriyel ritimler yerine metal davullarıyla karşı karşıyayız. Bazı şarkılarda black metal blastları (Anthosmos ve Mahagma gibi) ön plana çıkarken albüm genelinde bol çift cross’lu mid tempo ritimler bulunmakta. Tüm bu denklem içinde vokaller yerini hafif geri plana çekmiş diyebiliriz. Korolar ve scream vokaller albüm içinde yer yer karşımıza çıkmakla beraber kendisini hiçbir zaman müziğin önünde konumlandırmıyor.
Hallucinogen hakkında son sözler
Cemiyette sık kurduğumu fark ettiğim bir cümle var. Çok özel bir grup. Blut aus Nord da bu cümleyi kurmam gereken topluluklardan bir tanesi. Hallucinogen ise şaşırtıcı derecede zengin, renkli ve estetik oluşuyla bana göre modern bir şaheser niteliğinde. İçinden öne çıkan şarkı seçmekte zorlandığım, hem topluluğu tanıyan dinleyicilerin hem de uç türlerde deneyselliği sevenlerin muhakkak göz atması gerektiğine inanıyorum. 2019’un bitmesine sayılı gün kala da bana göre bu yılın en iyi albümü olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.

Bir yanıt yazın