Musiki Cemiyeti
Musiki'ye Gönülden Bağlananların İnternet Mecmuası

Suicidal Angels – Profane Prayer

Profane Prayer

Suicidal Angels – Profane Prayer | Suicidal Angels, 2001 yılında hayata gözlerini açmış, Yunanistan menşeili bir thrash metal grubu. Çeşitli demolardan sonra Eternal Domination adlı ilk albümünü 2007 senesinde yayınladıktan sonra majör kayıt firması Nuclear Blast’ın ilgisini çeker. İkinci albümü Sanctify the Darkness’ı Nuclear Blast etiketi ile çıkaran topluluk yükselişine devam eder. Kariyerinde, sonraki 5 albümünü ise NoiseArt Records etiketi ile çıkaran topluluk, 15 sene ardından tekrar Nuclear Blast ile “Profane Prayer” adlı yeni albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu.

Özellikle 2019 senesinde yayınladığı Years of Aggression albümü ile ilgileri üzerine çeken grup, Division of Blood ile başlayan kariyerindeki ivmeyi oldukça yukarı taşımıştı. Years of Aggression albümü benim için şarkıların matematiği, rifflerin çeşitliliği, melodilerin akılda kalıcılığı, şarkı yazım tekniği, soloların kalitesi ve şarkı içindeki yerleşimlerine kadar, oldukça keyifli, bazı şarkılarını da tekrar tekrar dinlemekten sıkılmadığım bir albüm olmuştu. Haliyle bu albümde de aynısını, hatta biraz daha iyisini beklemedim değil. Bekledim, ama beklediğimi pek de bulamadım 🙁

Grubun özellikle Slayer başta olmak üzere büyük thrash metal gruplarından etkilendiğini biliyoruz. İlk albümlerde bu sevgi göz ardı edilebilir fakat bir noktaya geldikten sonra kabul edilebilir olmuyor. Albümde 9 şarkı bulunmakta ve benim için 8-10 şarkı bir albüm için muhteşem bir tercih. Daha azında (şarkılar çok uzun değilse) eksik hissettiriyor, fazla ise bir bütünsellikten çıkıyor ve dinleyiciyi koparabiliyor.

Albümün açılış parçası When The Lions Die. Amon Amarth vari girişi ve riffleriyle orta şekerli bir giriş yapıyor. Albümdeki en akılda kalıcı ve kaliteli sololardan birine sahip. İkinci sırada ise Crypts of Madness şarkısı geliyor. Slayer etkilenimli, eski dönem Suicidal Angels şarkılarına yakın. Devamında yine Slayer etkilenimli fakat daha ilgi çeken ve albümün adını taşıyan Purified By Fire adlı şarkısı bizleri karşılıyor. Old-school bir thrash metal şarkısı. Şarkının solosu oldukça kalliteli ve şarkının geneli ile uyumlu fakat solodan sonra 3:02’de giren melodi şarkı geneli için oldukça basit kalmış. Şarkının bitimine kadar da aynı melodi devam ediyor ve 4:30’da şarkı bitiyor. Slayer demişken, albümün sonlarına doğru Virtues of Destruction adlı şarkısı da bu kervana katılıyor.

Dördüncü sırada ise grubun Rotting Christ frontman’i Sakis Tolis başta olmak üzere farklı müzisyenlerin de konuk olduğu, mid-tempo şarkı Deathstalker geliyor. Heavy metal ve doom etkilenimli, kaliteli riffleri, geçişleri, tabii ki solosu ile üzerinde çalışılmış, 8 dakikalık, fakat uzun olduğu anlaşılmayan albümün en kaliteli şarkısı diyebilirim.

Albümün bir diğer kaliteli şarkısı ise altıncı sıradaki The Return of the Reaper. Özgün, akılda kalıcı ve kaliteli introsu, gaz ana riffi, iyi entegre edilmiş solosu, köprüleri ile keyifle dinlenecek bir şarkı.  Hazmı kolay, kısa bir şarkı. Şarkıda Kreator esinlenmeleri var ama bunu pozitif anlamda görüyoruz. Yedinci sırada yine yeniden kaliteli solosu fakat bana üniversite yıllarımı hatırlatan riffleriyle Guard of the Insane şarkısını görüyoruz. Üniversite diyorum çünkü bu şarkıları birçok grup 20 sene önce yaptı.

Albümün son şarkısı ise The Fire Paths of Fate. Kadın vokalli uzun mu uzun, bitmek bilmeyen introsu ile başlıyor. Aynı kadın vokali şarkının farklı yerlerinde arkada duymaya devam ediyorsunuz ama inanılmaz eğreti durmuş. Albümde tek sevmediğim, anlamlandıramadığım solo ise bu şarkıda. Hiç olmamış. Nota olarak uydurmaya mı çalışılmış, değişik hareketler mi deneyelim denmiş, ne denmiş bilemedim. Şarkı gereksiz bir şekilde 9 dakika 39 saniye fakat 40 dakikaymış hissi yaratıyor 😊 Bu şarkıyı dinlerken iş çıkışı trafiğe kalmıştım (her zaman olmaz). İlerlemeyen sıkışık, akşam iş çıkışı trafik hissi var şarkıda.

Özet olarak albümü anlatmak gerekirse, Profane Prayer, bir iki güzel şarkı ve genel olarak kaliteli sololara rağmen çok zayıf bir albüm olmuş. Grup sanki lisede yazıp kenarda tuttuğu şarkılardan bir albüm yapmış gibi. Özellikle Years of Aggression gibi keyifli ve kaliteli bir albümden sonra, grup yükselen beklentilere maalesef cevap verememiş gibi.

65%
Beklentilerin Altında
  • Years of Aggression ile yükselen beklentilere gelmeyen cevap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept