Tunuslu folklorik senfonik progresif metal grubu Myrath geçtiğimiz günlerde beşinci stüdyo albümü olan Shehili ’yi yayınladı. Grubu da tam anlamıyla keşfetmem bu albümle oldu. Dördüncü albümü Legacy ile grubun adını ilk kez duyduğumda, albümde o kadar epik şarkı varken, ben Nobody’s Lives şarkısını dinleyip grubu elemiştim. Legacy albümü içerisinde Believer, Get Your Freedom Back, Endure the Silence gibi dinamik şarkılar varken, karanlık bir atmosfere sahip, Arapça sözler de içeren ve oryantal melodilerin ağır bastığı Nobody’s Lives’ı dinleyip grubu unutmam kendilerine büyük bir haksızlık olmuş. Piyasada diğer folk metal gruplarını da dinlemediğim için kendilerine şans vermemiştim.
Myrath, bu dünyada oryantal melodileri metal müzik içerisinde en iyi kullanan gruptur diyebilirim. Hatta oryantal öğelerden hazzetmeyenlerin bile seveceği bir müzik icra ediyor Myrath. Şarkı sözlerinde kişisel, sosyolojik ve politik yaşanan olumsuzluklardan bahsederkenlerken, şarkılarının içlerine umut tohumları serpiştirmeyi de ihmal etmiyorlar. Hem şarkı sözleri, hem de şarkıların karakteristikleri mutluluk hormonlarının çalışmasını artırırken, dünyanın geleceğine ve kendi geleceğimize umutla bakmamızı sağlıyor.
Tunus’dan tüm dünyaya adını duyuran topluluğun, hayattaki tüm olumsuzluklara rağmen bu kadar umut dolu müzik yapması ve “Tunus Avrupa’ya çok uzak, biz nasıl başarırız?” gibi bir mazerete kapılıp pes etmemesi de takdire şayan. Yaptığı kaliteli işe rağmen, “Biz bu işten iyi paralar kazanamıyoruz, niye yatırım yapalım ki” demek yerine ellerini taşın altına sokmaları hiç de şaşılacak bir şey değil, aksine, coğrafyadan dolayı mücadeleye 3-0 geride başlayan benzeri grupların örnek alması gereken bir yaklaşım.
Albümün mixing’i, grubun Legacy albümünde olduğu gibi Kevin Codfert, Jens Bogren ve Eike Freese’ye ait. Mastering ise grubun son üç albümünde de çalışan Jens Bogren’in eseri. Albümün prodüksiyonu ise yine Kevin Codfert’e ait. Ekibin elinden dinlemesi keyifli oldukça kaliteli bir prodüksiyon çıkmış.
Myrath oldukça yetenekli ve üretken müzisyenlerden kurulu bir grup. En ince ayrıntısına kadar çok iyi şarkı yazıyorlar ve çalıyorlar. Klavye partisyonları birçok grupta sırıtırken, burada şarkıları daha da güzelleştirip, daha da epik bir hale sokuyor. Şarkı sözlerinde ise söylenmek istenen ne direkt söylenerek göze sokuluyor, ne de çok fazla tasvir yapılıyor. O kadar keyifli ve güzel anlatılmış ki kendinizi hemen hikâyenin içinde buluveriyorsunuz.
Myrath’ı ilk kez dinlediğinizde hem ritimlerde, hem de vokallerde Symphony X tadı alacağınızı garanti edebilirim. Fakat yine de grup, bu söz konusu Symphony X etkilenmesini, kendine has bir şekilde harmanlayıp orijinal bir yapıt ortaya koymayı da başarıyor. Vokallerde de çokça Russell Allen etkisini duyabiliyoruz. Şarkıları yer yer kirli, yer yer clean, yer yer power metal vokallerini tiyatral bir şekilde yorumlayan Zaher Zorgati’nin Russell Allen’a göre daha renkli bir sesi var. Genel olarak da, kendisinin albümde iyi bir performans sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Shehili’de grubun diğer albümlerine oranla daha az oryantal öğeye rastlıyoruz. Groove ve progresif öğeler ise diğer albümlerine oranla daha ağır basıyor. Albüm, çevire çevire dinleyeceğiniz birçok parça barındırmakta. İlk kez dinleyecekler için ise ilk önerim, kesinlikle albümün açılış parçası “Born to Survive”. Her kulağa hitap edecek, albümün özeti niteliğinde bir şarkı ve kendini çok iyi dinlettiriyor.
Albümde ikinci şarkı olarak bizi “You’ve Lost Yourself” karşılıyor. Gaz giriş riff’i ve akla takılan nakaratı ile albümün öne çıkan parçalarından. Narakatta, arkada duyulan bir piyano melodisi de şarkıya inanılmaz güzel yakışmış ve mistik bir hava katmış.
Albümdeki her şarkıyı yazmayacağım ama bahsetmek istediğim bir diğer şarkı ise albümün üçüncü şarkısı ve albümden çıkan ilk single olan “Dance” ile ikinci single ve albümde bizi yedinci şarkı olarak karşılayan “No Holding Back”. Bu iki şarkı da klasik Myrath sound’unu yakalayabileceğiniz eserler ve iki şarkının da soloları çok keyifli.
Albümde sonuna kadar dinlemeden geçtiğim tek şarkı, albümün ballad’ı olan “Stardust”. Bunlara ek olarak, diyebilirim ki, albümün ilk yarısı ikinci yarıya göre daha güçlü olmuş. Kötü şarkılar olarak nitelendiremeyiz ama “Stardust”, “Lili Twil” ve albüme adını veren “Shehili” olmasa da olurmuş demekten de kendimi alıkoyamıyorum. Ballad ayarında ise favorim kesinlikle “Mersal”. Güçlü, kararlı, küllerinden doğan birinin hislerini anlatıyor sanki ve sözlerini dinlemesiniz de bunu notalarıyla size hissettiriyor.
İcra ettiği türü, kendileri “Blazing Desert Metal” olarak adlandıran Myrath, olgunlaştığının bir kanıtı olarak bizlere sunduğu albümü Shehili ile dünyada kendine sağlam bir ediniyor. Her metal müzik severin dinlemesi gereken leziz bir eser.
Bir yanıt yazın