Borknagar – True North

True North duyurulduğunda cidden çok heyecanlanmıştım. Hatta gaza gelip sağda solda bu albümün gelmesini 20 yıldır bekliyorum demiştim (aslında 19 yıldır bekliyordum). Quintessence’dan sonra Borknagar ile aram açılmaya başlamıştı ve ben tüm bundan ötürü Wintersorg’u suçluyordum. Kendisinin gruptan ayrılması ve Simen’in tekrar lead vokalleri üstlenecek olması kesinlikle muhteşem bir haberdi. Hele bir de son birkaç albümde sevebildiğim yegane şarkılar Simen’in lead vokali üstlendiği şarkılar olduğunu düşünürsek (Frostrite ve My Domain) albümden iyi şeyler bekliyor olmam çok doğal geliyordu…

Borknagar kimdir?

Eğer Norveçli metal gruplarına kabaca bir aşınalığınız varsa Borknagar’ı duymamış olmanız çok zor. 1995 yılında gitarist Øystein G. Brun tarafından kurulan topluluk, black metale Folk ve Progressive yönleri katan öncü gruplardan. Ayrıca 24 yıllık kariyerlerinde Norveç’li birçok müzisyeni de kadrolarında bulundurdular. Mesela Ulver’den ötürü çok sevdiğimiz namı değer Garm.

Peki Borknagar nasıl müzik yapıyor?

Kimilerine göre muhteşem bir müzik. Black metali folk ile birleştirdiklerinden bahsetmiştik. Aynı zamanda da (özellikle Quintessence’dan sonra) vokal ve koro ağırlıklı bir müzik. Ve oldukça da renkli bir müzik. Kimilerine göre dememin sebebi de şu ki, müziği dinlediğimde kendisini gerçekten çok epik bulmakla beraber, nasıl desem… Ben Quintessence’den sonraki Borknagar’ı sevemedim bir türlü. Wintersorg’un vokalini zaten sevmiyorum, bir de üstüne adamlar koroları, vokalleri daha da öne çıkarttılar. Bu kadar çok koro, bu kadar çok renk… Benim için işin tadını kaçırmıştı bu geniş palet.

Peki True North aradığın cevap mı?

Hem evet hem hayır. Öncelikle şunu çok ama çok iyi anladım. Borknagar’ın bu şekilde müzik yapmasının asıl sebebi Wintersorg değilmiş. Borknagar bu müzikal yönelimi kendisi seçmiş ve Wintersorg’un gitmesi bu doğrultuda grupta çok da major bir değişikliğe sebebiyet vermemiş. Albümden ilk çıkan single olan The Fire that Burns bunu bağıra çağıra söylüyordu, bense başımı sakince öteki yöne çevirdim.

İkinci single Up North ise tam olarak istediğim şeydi. Daha minimalist, taşıdığı hissi ve enerjisiyle daha tek bir noktaya odaklı ve hem gitarları hem de keyboard’larıyla 90’ların sonundan fırlayan bir melodik/folk black metal şarkısı. Eğer dinlemediyseniz işi gücü bırakın ve muhakkak dinleyin. Muhteşem bir şarkı.

Fakat dediğim gibi albüm Up North gibi eski Borknagar’ı hatırlatan şarkılardan oluşmuyor. Hayır, Thunderous (sizce de bu şarkıdaki ezgiler Japon folk müziğini andırmıyor mu?), The Fire that Burns, Mount Rapture hatta Into the White gibi şarkılar son dönem Borknagar’ın yolundan giden şakrılar.

Benim için garip olan durumsa, bu şarkıların neredeyse tümüne ilk bakışta yüz ekşitiysem de zamanla bir çoğunu sever hale geldim. Şunu belki itiraf etmem gerekebilir, bahsi geçen uzun beklemeden sonra albüme ortalama bir albüme gösterdiğim ilgi ve sabrın daha fazlasını göstermiş olabilirim. Sevene kadar mokoko gibi bir durum olmuş olabilir.

Hangi şarkılar öne çıkıyor

Son dönem Borknagar albümlerini seven dinleyiciler Thunderous ve The Fire That Burns’u seçecektir gibi geliyor bana. İkisine de zamanla ısındığımı söylemeke isterim. Fakat benim albümdeki ilk favorim tartışmasız Up North. Sonrasında hemen başlangıcındaki muazzam vokal performansıyla vay bana vaylar bana diye haykırmamı sağlayan Lights (Lars’ı alkışlıyoruz). Diğeriyse sinirin stresin yakamdan düşmediği şu günlerde histerik şekilde gözlerimin dolmasını sağlayan Wild Father’s Heart (sanki daha önceden böyle bir ballad yapmamışlardı, doğru mu?). Into the White ve Tidal’ı da ıskalamak istemem. Fakat yanıma dördüncü hit olarak alacağım şarkı albümün bir diğer deneysel şarkısı olan Voices olurdu. Klibini de hemen şuraya bırakalım.

True North hakkındaki son sözlerim

Borknagar’ın 90’lara dönmeyeceğini artık kabul etmem gerekiyor. O günlere sırtlarını dönmüş değiller ama tekrar oraya dönmek niyetin de değiller ve sanırım bu durum benim için de okey. Metal müziğin folk müzikle düetinde kalıpların dışına çıkabilen ve müzikalitesiyle yüreğinizi hoplatacak bir deneyim arıyorsanız aradığınız cevap burada.