Mut'tan sonra black metal var mı sorusunun cevabı belli oldu! EVET VAR!
- EP Notu
İngiliz Avant-garde black metal grubu Code, Under the Subgleam EP’sini geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Bilirsiniz, EP’lerin müzik dünyasındaki yeri grupların yakın dönemde yapacakları ve/veya yapmayı planladıkları şeylere dair dinleyicilere tabiri caizse tadımlık sunmaktır. Bu yazıyla hem Under the Subgleam’i değerlendirmeye, hem de bir sonraki albüme dair verdiği mesajı yorumlamaya çalışacağız. Ön bir bilgi, haberler iyi.
EP’ye geçmeden önce kısa bir tarih bilgisi. Aort sahne adıyla tanıdığımız Andrews McIvor’un vaktiyle Seasonal Code adıyla kuruyor grubu. Andrews, Dødheimsgard ve Ved Buens Ende gibi Avant-garde black metalin en önemli gruplarında yer almış Yusaf Parvez (Vicotnik) ve Mathew McNerney (Kvohst)’da kadrosuna katıp 2005’de Code adı altında ilk albümü Nouveau Gloaming’i çıkartıyor. Topluluk o günden bu zamanlara iki radikal olay yaşıyor. 2013 yılında çıkacak olan Augur Nox adlı üçüncü albümün hazırlıkları başlamadan Yusaf ve Mathew gruptan ayrılıyor. İkinci radikal olaysa Mut ile beraber gelen tarz değişimi oluyor. Bu bilgiler bir kenarda dursun.
Under the Subgleam topluluğun 2017 yılında çıkardığı ikinci EP. İlk EP Lost Signal’dı. Lost Signal’da topluluk karşımıza yeni bestelerle çıkmak yerine, eski ve yeni dönem şarkılarında bir takım deneyler yapmayı denedi. Son albümden On Blinding Larks, Cocoon ve Affliction daha sert yorumlansaydı nasıl olurdu ya da eski şarkılardan Brass Dogs’u Mut vari çalıp söyleselerdi neyle karşılaşırdık sorularının cevapları Lost Signal’daydı.
Mut ile daha akustik tonlarda avant-garde rock tarzını sahiplenen topluluktan gelecekte ne beklememiz gerektiğine dair karışık mesajlar veriyordu Lost Signal. Under the Subgleam bu anlamda konuya netlik getiren çalışma oldu. Evet, evet… Karşımızda tekrardan black metal sularında yüzen bir Code var. Ah… Yaşamak ne kadar güzel değil mi?!
Under the Subgleam bizi Mut’un olgun dünyasından alıp, soğuk, süpheci ve saldırgan fakat bir taraftan da romantik olmayı başaran bir deliliğin içine geri çekiyor. Özellikle uzun intro Toll’un bitişiyle olabilecek en saldırgan şekilde başlayan Plot of Skinned Heavens bu hissiyatın doruk noktası. Plot of Skinned Heavens Augur Nox’daki vokal değişikliği ile evrilen fakat ilk günden beri devam eden Code sound’unun en modern örneği. Kesinlikle çok güzel. Pollution Vigil ise Resplandent Grotesque döneminde varlığı hissettiren groove hisse tekrar merhaba diyoruz. Cave Soul ise vokal ağırlıklı, minimalist bir outro niteliğinde.
Under the Subgleam, özellikle Mut’tan sonra grubun tekrar sert müzik icra etmesini bekleyen hayranlara müjde niteliğinde bir çalışma. Her ne kadar EP’de yer alan şarkılar gönlümdeki eski Code hitlerinden (Brass Dogs, A Cloud-formed Teardrop Asylum, Smother The Grones, The Shrike Screw ve The Lazarus Cord) hiçbirisini yerinden edemese de bir sonraki albümü heyecanla beklememi sağladı.
Bahsi geçen Code Hitleri