Morbid Angel. Death metalin efsane ismi. Hatta bilakis Death metalin tanımının yapılmasına ön ayak olan öncü gruplardan bir tanesi. Fakat metal müzik tarihinde bu kadar önemli bir yeri olmasına rağmen oldukça da tartışmalı bir topluluk. Evet Illud Divinum Insanus, seni kastediyoruz. Ve şimdi Morbid Angel yeni albümü Kingdoms Disdained ile tekrar karşımızda ve hepimizin merak ettiği bir tek konu var. Death metal devleri indirildikleri tahta tekrar çıkabilecek mi?
Kingdoms Disdained hakkında konuşmaya başlamadan önce sanırım Morbid Angel’ın kadro değişikliklerine ve topluluğun bir önceki albümü olan Illud Divinium Insanus’a kabaca değinmek gerek.
Gerçek adı George Michel Emmanuel olan Trey Azagthoth’un (gitarist) kurduğu Morbid Angel, David Vincent (bass, vokal ve kimilerine göre gelmiş geçmiş en iyi death metal frontman’lerinden birisi) ile efsanevi işlere imza atmış, türün tüm dünyada popülerlik kazanmasına katkıda bulunmuştu. Fakat sonra David Vincent gruptan ayrıldı ve yerine Steve Tucker geçti. Aslında topluluk Steve Tucker’la da çok çok iyi işlere imza attı (kimilerine göre). Fakat 2004 yılında David Vincent’ın gruba geri döndüğünün duyurulması herkesi çok heyecanlandırmıştı. İkinci bir Covenant vakası yaşanmasına teoride hiç bir engel yoktu! Heyecanlanmamak elde değildi.
Ve sonra 2011 yılında Illud Divinum Insanus çıktı.
Sadece Too Extreme! dememiz yeterli sanırım. Kişisel olarak ben grubun genel hayranları kadar albümden nefret etmedim. Hatta Nevermore gibi daha oldschool şarkıların hakkının yenildiğini düşünsem de insanların bu albümden neden nefret ettiğini gayet iyi anlayabiliyorum. Death metal’in iki önemli müzisyeninin tekrar bir araya gelişinden kimse böyle birşey beklemiyordu.
Sonra David gruptan tekrar ayrıldı (ve I am Morbid diye Morbid Angel besteleri çalan yeni bir grup kurdu!) ve Steve Tucker geri döndü. Fakat kadrodaki tek değişiklik bu değildi, Trey Azagthoth dışında tüm kadro yenilendi (merak edenler için grafik hemen aşağıda).

Ve Kingdoms Disdained bir kaç gün önce çıktı.
Hemen en önemli konuya açıklık getirelim. Kingdoms Disdained içinde endüstriyel herhangi bir deney bulundurmayan tabiri caizse oldschool bir death metal albümü. Ki bu bildiğim birçok Morbid Angel hayranının bu albümü sevebilmeleri için gerek ve yeter koşul. Internette bu konuya dair denk geldiğim çok güzel bir yorum var;
– sizin iyi bir Morbid Angel albümünden beklentiniz nedir?
– Illud Divinium Insanus gibi birşey olmasın yeter
Dolayısıyla haberler iyi. Tamam, bir death metal albümü ile karşı karşıyayız peki nasıl bir death metal albümü ile karşı karşıyayız?
Bence tam anlamıyla sıkı bir Morbid Angel albümüyle karşı karşıyayız. Topluluğun icat ettiği ve taktir gören tüm albümlerinde uyguladığı formül burada da geçerli. Kaotik bir sound üzerinde yükselen alçalan tempolarla devam eden şarkılar, uzaydan gelen Trey Azagthoth soloları, muazzam ritimler, muazzam rifler, yeri göğü sallayan davul performansı ve kükreyen bir vokal.
Benim için bir Morbid Angel albümünde en önemli şey şarkılarda yer yer durdurup burada ne yapmışlar diye geri dönüp tekrar dinleme ihtiyacı hissettiğim anlardır. Trey’in küçük detaylarda yaptığı işleri, fikirleri hep ilgi çekici bulmuşumdur. Kingdoms Disdained bu anlamda oldukça doyurucu bir albüm. Kaotik Morbid Angel sound’u detayında bir çok iyi fikir, bir çok güzel numara barındırıyor. Ve bu, albümü benim için yeterince iyi bir albüm kılıyor. Albüme dair tek rahatsızlığım sanırım genel olarak sesin çok bas oluşudur. Ne zaman albümü açsam basları biraz kısmak zorunda kalıyorum. Bunun dışında? Sanırım ben halimden gayet memnunum. Death metal adına yaptıkları işlerin üzerine çıkabilen bir albümle karşı karşıya değiliz fakat kendi belirledikleri standartın da altında değiller. Şu an için bu yeterli olacaktır.
Morbid Angel Metal Archives sayfası

Bir yanıt yazın