Slipknot kendi adlarını taşıyan ilk albümlerinin üzerinden 20 yıl geçtikten sonra altıncı albümleri We Are Not Your Kind ile karşımızdalar. Dile kolay yirmi yıl geçmiş ve ben yaşlanmışım. Lise yıllarımda karşıma çıkan bu grup nu metalin TR’de kötülenmesinin metalciler arasında popüler ve yaygın olduğu dönemde bile benim gibi azılı thrashçiyi altüst etmeyi başarmıştı. Altyapısı nu-metalin downtuned gitarlarıyla bezeli brutal ve kızgın vokalli, death ve black metalden esinlemiş sertlik ve orijinallik kesinlikle ilgiyi hakediyordu. Nitekim grup minimum radyo play’e rağmen akıllıca davranıp her zaman %100’lerini verdikleri efsane görsel şovları ve konserleriyle Birleşik Amerika’da platinum kazanmayı başarmıştı. Ardından çıkardıkları albümlerde her zaman 2-3 hit çıkarmayı başardıkları için günümüze kadar özellikle Amerika topraklarında öncü metal grubu olmayı sürdürdüler. Ben kritiğe girmeden önce grubun en sevdiğim albümünün ilk albüm olduğunu belirtmek isterim. Dediğim gibi grup diğer albümlerinde her ne kadar bir sürü hit yaratsa da bütünsel olarak ilk albümün tadını hiçbir zaman Slipknot‘tan alamadım.
We Are Not Your Kind (WANYK) bu bağlamda beni en fazla heyecanladıran albüm diyebilirim. 9 kişilik bu grubun en deneysel ama köklerine en bağlı ve aynı zamandan son dönemlerindeki en duygusal albümleri olduğunu düşünüyorum. Kızgınlıklarından hiçbir şey kaybetmemelerindeki çiğliğin, gitaristlerin groove konusundaki yetenekleriyle birleşmesi artık klasikleşen Slipknot soundunu en iyi şekilde bize aktarmasını sağlamış. Bu kadar sert bir gruptan bu kadar kaliteli ve akılda kalıcı melodiler dinlemek epey keyif verici. Sound’un çok güçlü olması kendilerinden beklenen birşey ama yine de bu kaliteyi yakalamaları ayrı bir artı. Gitaristler 20 yılın ardından Hanneman-King ikilisi gibi birbirlerini çok iyi tamamlamayı biliyorlar. Melodi ve riff uyumları çok çok iyi.
Vokalist Corey Taylor’ın performansı açıkçası bu albümde çok iyi. Sigarayı bırakmasının ses tellerine epey artısı olduğunu düşünüyorum. Kendisi eşinden boşanmasının ardından hala kızgın, duygusal ve gerçekten iyi mesajlar verebilen lirikler yazmayı biliyor. Vokal olarak epey deneysel işlere kalkışmış. Kendisine has trademark diyebileceğim brutal vokallerinin yanında Unsainted gibi bir hit parçada şarkı söylemesinden tutun birçok şarkıya aktardığı Stone Sour’daki söyleyiş tarzını sonunda WANYK ile gerçek anlamda Slipknot bünyesine işlemeyi başarmış. Geçişlerde kullandığı pyschedelic yani hayal gördüren tarzdaki denemeleri çok hoşuma gitti.
Davulcu Jay Weinberg (Kendisi Bruce Springsteen ve Conan O’brien show’dan hatırlayabileceğiniz baterist Max Weinberg’in oğludur.) bu albümde olmuş dedirtti. Joey Jordison davullarından sonra ilk defa bu kadar etkilendim. Perküsyonistler uzun zamandır kendilerini ilk defa bu kadar iyi hissettiriyorlar. Palyaço Shawn Crahan’ın müzikteki etkisi yeterince belli. Turntable ve Sample’ların etkisi sanırım ilk albümden sonra en fazla bu albümde. Grup Sid Wilson ve Craig Jones’un şizoid kafalarındaki rahatsız edici melodileri müziğe yedirmeyi başarmışlar. Synthler ve klavyeler çok rahatsız edici. Bu konuyu daha da deşmek isterseniz sizi Sid Wilson’ın kişisel albümünü dinlemeye davet edebilirim. Dinlediğim en hastalıklı müziklerden bir tanesiydi.
Critical Darling ve A liar’s Funeral gibi kendileri için deneysel olduğunu düşündüğüm şarkılardaki enerjileri maksimum seviyede. Spiders gibi ne amaçla albümde yer aldığını anlamadığım birkaç gereksiz parça dışında bütünselliği iyi korumayı başarmışlar. Ama bütünselliğin mükemmel olduğunu söyleyemeyeceğim. Ara ara kopuşlar ve şarkı sıralamasındaki yanlışlar albümü gözümdeki başyapıt olmaktan uzak tutuyor. Örneğin albümün kapanış parçası Solway Firth bence yanlış yerde. Harika bir klibe sahip bu parça albümün en başarılı çalışmalarından ve en akılda kalıcı melodiye sahip parçalarından biri ama bir kapanış parçası değil.
Uzun süredir Slipknot’tan bu kadar iyi bir albüm gelmemişti. Deneyselliğe devam etmelerini ve müzikal gelişimi devam ettirmelerini dilemekle beraber köklerinden uzaklaşmadıkları içinde kendilerine teşekkür ediyorum. Playlistimden uzunca bir süre çıkmayacak ve ara ara geri dönüp dinleyeceğim bir albüm olmuş WANYK. Grubun diehard fanları için harika bir albüm olmakla beraber ortalama takipçileri için mutlaka dinlemeleri gereken bir albüm.
Köklere deneysel bir dönüş
- Albüm Notu