Wolf and Raven – Lair of the Dragon

Wolf and Raven – Lair of the Dragon albüm incelemesi. İtiraf etmeliyim ki eskisi gibi farklı gruplar keşfetme çabasında değilim. İhtiyacım ve şevkim de yok. Yine de arada bir bandcamp satıhlarında gezinirim. Bu gezintiler de ilgimi çeken underground (Kime göre? Neye göre?) denebilecek grupları siz musiki cemiyet okuyucularına tanıştırma fırsatını bana veriyor.

Karşımızda yeni keşiflerimden (Çok mu geç kaldım acaba?) Wolf and Raven var. Missouri, ABD’den iki kardeşin ilgi alanları farklı müzik türlerini synthwave temelinde birleştirmek ve 80’lerin müzik, video oyunları ve filmleri temaları altında eritmek. Kardeşler çok aktif. İlk görebildiğim icraatları 2016 yılında. O zamandan beri durmadan müzik üreten bir fabrika gibiler. Bundan dolayı tanıtmak için Eylül 2018’de çıkardıkları Lair of the Dragon albümünü seçtim.

Albümdeki müzik için kısaca 80’ler uzakdoğu çizgi filmleri ve oyunlarından etkilenmiş retro synthwave metal diyebiliriz. Her bir şarkıda uzakdoğu kültürünü ve etkisini duyabiliyorsunuz. Albüm tamamen enstrümental ve ana çalgı elektro gitar. Şarkılar da gücünü gitardan alıyor. Bu yüzden distorsiyona ve sololara doyuyorsunuz. İlk dinlerken “nasıl ya” dediğim ustalıkta yazılmış gitar pasajları ve efsanevi sololarıyla albüm beni kendine hayran bıraktı. Kardeşlerden hangisi soloları yazmış bilmiyorum ama ben virtüözüm diyen gitaristler ağzı açık dinleyecektir.

Albümde kötü parça yok ve her parçanın içinde her dinlediğinizde farklı keşifler yapabileceğiniz tınılar ve müzik katmanları var. Araba kullanırken mutlaka dinlemenizi tavsiye ederim. Çok keyif aldığımı söyleyebilirim. Road tripler için biçilmiş kaftan. Ayrıca şarkılar iyi bir ses sistemini de fazlasıyla hakediyor.

Dediğim gibi her şarkı çok iyi yine de favorilerim Lair of the Dragon, Spirit Warriors, Cyber Samurai ve Crystal Chamber.

80lerin pop kültürünü, uzakdoğu esintilerini,  synthwave ve 80ler metalini seviyorsanız albümü mutlaka dinleyin. Pişman olmayacaksınız. Özellikle tüm parçaları dinleyip kendi favorilerinizi oluşturun ardından her yıl nisan ayının 20’sinde bu parçaları dinleyin. Ya da her gün saat 4’ü 20 geçe diğer aktivitenizin yanında da dinleyebilirsiniz. Hehehe..

Albüme tam puan vermek istiyordum ama parçaların gereğinden daha fazla uzun olduğunu düşünüyorum. Hafif bir exhaustion durumu yaratıyor. Ek olarak albümün iyi bir kapanış hakettiğine inanıyorum. Son parçanın bitişi pek iyi olmamış. Bu yüzden biraz puan kıracağım.