Amerikalı Death Metal grubu Monstrosity 2018 yılında son albümü The Passage of Existence ’ı çıkarttı ve yerli yabancı basından övgü dolu yorumlar aldı. Topluluğun yedinci albümünü duyurulduğu günden beri Cemiyet olarak ilgiyle takip etmiştik, albümü yer vermeyi de çok istiyorduk. Hem geç hem güç oldu doğrusu.
Monstrosity hakkında
Efendim öncelikle topluluğu tanımayanlar için kısaca Monstrosity’den bahsedenim. Florida kökenli topluluk 1990 yılından beri müziğe devam ediyor. Kadrosunda bir çok Amerikalı Death Metal gruplarında çalmış (ya da halen çalan) isimler bulunuyor. Deicide’dan Obituary’e kadar oldukça geniş bir yelpaze söz konusu. Bu bilgiyi geçerek vermeye çalıştığımız mesaj: Monstrosity death metal seviyorsanız ciddiye almanız gereken bir grup.
Monstrosity nasıl müzik yapıyor?
Öküz gibi bir müzik yapıyor. Daha şiirsel söylemek isterdim ama gerçek bu. Florida death metali surata atılan betondan bir tokatsa Monstrosity tokat atan kolun dirsek kısmına takılmış bir roket gibi. Ayrıca avuç içinde de çelik konstrüksiyon olduğunu düşünün. Pasifik Rim’deki roketle hızlandırılmış yumruk sahnesini hatırlıyor musunuz? İşte Monstrosity öyle müzik yapıyor. Bu ne demek? Detaylarını isterseniz The Passage of Existence ile mercek altına alalım.
The Passage of Existence nasıl bir albüm?
Muhteşem bir albüm güzellemesine girmeden önce neyle karşı karşıya olduğumuzdan bahsedenim. Bir kere muazzam bir gitar rifleri konusunda kendinizi bir ziyafete hazırlayın. İlk şarkı Cosmic Pandemia’nın intro bölümünden kapanış şarkısı Slaves to the Evermore’un outro rifine kadar devam eden, kalitesini bir an bile düşürmeyen bir ziyafet.
Muted riflerin metal dünyasındaki yeri ve önemi niteliğinde yazılmış, gaz, hızlı, güçlü ve ihtişamlı rifler aynı zamanda o kadar yaratıcı yazılmışlar ki. Tüm albümün taşıdığı ortak renk ve ton içerisinde kendini tekrar ediyormuş gibi asla hissetirmiyor. Ayrıca şarkıların değişken temposu şarkılara olan ilginizin kaybolmasına izin vermediği gibi sırf değişiklik olsun diye yapılmış gibi hiseetirmiyor. Bu doğrultuda şarkı yazımında muazzam bir ustalık söz konusu diyebilirim. Her rif, her tempo, her enstantane bir bütün parçası olduğunu size hissettiriyor.
Enstantane konusuna gelirsek. Dönem dönem yazılarımda değinmeye çalıştığım bir konu var. Uç metal müzisyenleri ufak tefek numalarla şarkılarında akılda kalıcı umarlar yapmayı severler ve kendi adıma bir dinleyici olarak bu numaralardan (iyi yapıldığında) çok keyif alıyorum. Hatta bilakis yapılmadığında eksiklik bile hissedebiliyorum (türe ve gruba göre diyelim). Tabii bu numaralar tür kompleksleştikçe kendine yer bulmakta zorlanıyor. Mesela tür progressive hale geldikçe genel gitar işçiliği daha çok önem kazanıyor.
Death metal türünün bu anlamda yaşadığı en büyük risk, şarkılar teknikleştikçe şarkının genelinde öne çıkan bir bölüm, bir pasaj yaratmanın zorlaşıyor olması. Her rif bir başyapıt olunca şarkının geneline bakınca aklınızda bir şey kalması zorlanıyor. Monstrosity’i en çok taktir ettiğim yönlerinden birisi ne genel şarkı yazımından ne riflerinden ne de oluşturduğu anlam bütününden feragat etmeden bu ince çizgiyi oturtmuş olması.
Mesela albümün açılışı Cosmic Pandemia. Introdan sonraki epik rifi zaten aklımızda tutalım fakat o 2:48’deki soloya geçiş nedir yarabbim. Ya da Kingdom of Fire’ın 3. dakikasının başındaki temponun pat diye düşüp atmosferik alpejlere teslim olmamız. Bu pasajın sonundaki geri yükselişe ayrıca selam olsun. Radiated ise Avrupalı grupların yapması gereken bir şarkıymış gibi hissettiriyor. İlk dakikasının sonunda başlayan rif okullarda zorunlu olarak dinletilmeli. Albümün en deli riflerine sahip Maelstorm’u da es geçmeyelim derim (özellikle de 2:43’de başlayan pasaj -bu arada tam burda Vital Remains’i bir tek ben mi hatırlıyorum?).
The Passage of Existence hakkında son sözler
Monstrosity inanılmaz bir grup ve The Passage of Existence muazzam bir albüm. Ekstrem müziklere ilgi duyup bu albümü henüz dinlemediyseniz öncelikle şunu sormak isterim, neden kendinize kötü davranıyorsunuz? Hemen bu yanlışa dur diyin ve death metal’de riff ve şarkı yazımının en başarılı örneklerinden bir tanesiyle kulaklarınızın pasını atın.
Bugün uzaylılar gelse ve bana "show me what you got?" dese cevabım bu olurdu.
- Albüm Notu