Kendine özgü müzik anlayışıyla tüm dünyanın gotik metal tanrısı olarak kabul ettiği topluluk Type O Negative…. 2010 yılında Peter Steele’nin aramızdan ayrılmasıyla birlike yolculuğuna sona eren müzikal bir serüven ve bu yolculuğun bana göre en özel durağı World Coming Down. İşte bugünkü makalemiz. Hazır mıyız?
Type O Negative hakkında
Eğer metal müzik ve/ve gothic etkili rock türlerine bir şekilde ilginiz varsa bu sorunun cevabını zaten biliyorsunuzdur. Topluluk Peter Steele’in trajik bir şekilde aramızdan ayrılmasına kadar metal sahnesinde oldukça aktif bir gruptu. MTV’nin rock ve metal gruplarını mercek altına aldığı dönemdeyse neredeyse en göz önünde olan topluluklardan bir tanesiydi. İlginizi çeken bir grup olmasa bile bir şekilde karşınıza çıkmış olması muhtemeldir.
Eğer kendilerini ilk kez duyuyorsanız, ya da duyup kapağın altında ne olduğunu bilmiyorsanız hiç endişelenmeyin ben sizin için burdayım. Type O Negative için her yerde gotik denildiğine şahit olacaksınız. Bu söylem yanlış olmamakla beraber kesinlikle eksik bir söylem. Zira bu adamlar gotik temalar üzerine inşa edilmiş bir müzik icra etmekle beraber aslına bakarsanız rock ve metal müzik yelpazesinin en farklı noktalarından beslenerek sanatlarını ürettiler ve belki de gotik etkisi tüm bunlar içinde en hafif olan ilham kaynağı olabilir.
Type O Negative neden bu kadar özel bir grup?
Onlarca sebebi var. Sadece gotik müziğe değil, genel metal sahnesine etkilerini şimdilik boş verelim. Bugün birer klasik olarak kabul edilen albümlerini de bir kenera koyuyorum. Bence grubu asıl bu kadar özel kılan şey, şöhret, ün, para (yani), uyuşturucu, alkol, seks ve bunlarla beraber gelen tüm problemlere (güzel problemler aslında, keşke benimkilerde böyle olsa) rağmen samimi olmayı başarmaları ve müziklerini bununla besliyor olmalarıydı.
Peki neden World Coming Down?
Bana göre tüm Type O Negative albümleri içinde en ağır kanlı, en depresif ve belki de en samimi olduğuna inandığım albüm olduğu için. Eğer yanılmıyorsam bu albüm çıktığı dönemde grup elemanları toplu olarak uyuşturucuyla mücadele ediyor, temiz kalmaya çalışıyorlardı. Diğer taraftan (gene çok emin olamamakla beraber) bu albüm öncesinde Peter Steele babasını kaybetmişti.
World Coming Down tüm bunları içinde barındıran, atmosferi ağır, insanı aşağı çeken bir albüm. Type O Negative’in October Rust ve Bloody Kisses albümlerindeki büyüsünü asla tartışmam. Fakat World Coming Down’ın topluluğun kariyerinde kendine özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bir Type O Negative incelemesi yazılacağı zaman (Cansu naber?) World Coming Down benim için tartışılmaz ilk seçenek oluyor.
World Coming Down nasıl bir albüm?
Topluluğun daha önceki çalışmalarına nazaran daha ağır bir albüm. Her zaman karanlık bir tonu vardı Type O Negative’ın fakat kendisini çok da ciddiye almayan, karikatür bir yanı da vardı. Bu albümde kendilerini daha ciddiye aldıklarını sanmamakla beraber hislerine karşı daha çıplak, daha savunmasız olduklarını düşünüyorum.
Garip ve yer yer ürkütücü intro/outroları saymazsak toplamda dokuz şarkıdan oluşuyor World Comming Down. Bunlardan sonuncusu bir Beatles potporisi olan Day Tripper (kendisi Day Tripper, If I Needed Some One ve She’s So Heavy’den oluşmakta). Day Tripper’ı saymazsak geri kalan sekiz şarkıdan sadece bir tanesinin (All Hallow Eve) beni aman aman etkileyemedi bir albümden bahsettiğimi ayrıca belirtmek isterim.
Şarkılara yakından bakalım mı?
Bağımlılık üzerine inşa edilmiş, ağır ve donuk atmosferine rağmen muazzam bir gücü ve gerilimi olan White Slavery ne zaman çalsa istemsizce zil ritimine kapılırken buluyorum kendimi ve kontrolsüzce (ofiste falan) vokallere eşlik etmeye başlıyorum. Gelmiş geçmiş en çok sevdiğim Type O Negative şarkısı olan Everyone I Love Is Dead içinse bir şey demek cidden zor. Tamam şunu diyebilirim, tam 3:05’de başlayan pasaj o kadar hızlı bitiyorki, en azından bir tekrarı daha olmalıydı. Ve evet şarkı bir Barış Manço şarkısına çok benziyor (bulup yorum yazana konser bileti falan hediye edeceğim – Cemiyet Yazarları katılamaz).
Who Will Save The Sane ise bence albümdeki en deneysel şarkı. Sözlerine özellikle bakmanızı tavsiye ederim. Garip bir barda, arkadaşlarla dünyayı kurtarmaya çalışırken giderek daha da umutsuz olmak gibi. Albüme adını veren World Coming Down ise. O benim acı hissetmeyen bir demir adam olduğumu düşünüyor… Yani rahmetli oldukça iri bir adamdı (playgirl peter steele diye bir aratsanıza… ne? blue waffle şakası yapsam daha mı iyiydi?) bence yanılmış olması çok doğal. Şarkıya dönersek, albümdeki diğer şarkılar, bağımlılık, ölüm karşısında ki çaresizlik, bunlar ayrı ayrı meseleler olarak önümüze çıkarken World Coming Down ise hepsinin etkisiyle dünyamızın parçalanışını temsil ediyor. Albümün ikinci yarısında Peter Steele’in vokal performansına eşlik eden korolara ayrıca dikkat.

Creepy Green Light ve Pyretta Blaze albümün geneline nazaran ruh hali daha yüksek şarkılar. Oldukça da güzeller. Creepy Green Light atmosfer olarak beni Everyone I Love Is Dead ile My Girlfriends Girlfriend arasında bir yere götürüyor. Pyretta Blaze ise Beatles vari naif atmosferiyle dikkatimi çekiyor. Everything Dies ise albümün tartışmasız hiti. Klibinden sözlerine, şarkının atmosferini tamamen değiştiren intro ve outrosuna ve tüyleri diken diken eden nakaratıyla eğer şimdiye kadar dinlemediyseniz hemen dinlemelisiniz. Eğer Type O Negative ile yeni tanışıyorsanız bence başlamanız gereken şarkı budur.
World Coming Down hakkında son söz
Bu uzun makale boyunca size hem Type O Negative’in hem de World Coming Down’ın neden bu kadar özel bir albüm olduğunu anlatmaya başladım. Dışarıdan bakınca “hiçbir şey umrunda olmayan rock starlar” gibi görünen bu devasa adamların ne kadar da (tabiri caizse) kırılgan olduğunu görmek, idolün arkasındaki insana şahit olmak hem kalp kırıcı ama aynı zamanda da büyüleyici.
Bir yanıt yazın